Kültür İstanbul kentin anlattıkları…
AH! ROMEO, ROMEO NEDEN ROMEO’SUN SEN? Bu repliği okuyan herkes neyden daha doğrusu hangi oyundan bahsettiğimi anlamıştır. Tabiiki rahmetli Shakespeare’in ölümsüzlüğü bulan oyunu Romeo ve Juliet! Neden olduğunu hala anlayamadığımız bir sebepten birbirine düşman olmayı seçmiş iki ailenin toy ve aşkı tanımamış çocuklarının birbirlerine aşık olması ve acı sonlarını hepimiz biliriz. Oyunun konusunun kavuşamayan aşıklar olması ise her devirde popülerliğini korumasını sağlamakta. Ancak DasDas Sahne, Shakespeare’in Romeo’su Juliet’ine günümüzde aşık olsaydı nasıl olurdu diye düşünmüş. Bu hayalin neticesinde ise geçtiğimiz Ekim ayından bu yana sahnelenen Romeo ve Juliet oyunu ortaya çıkmış.
Kaleme alındığı 1590’lardan bu yana sayısız kere tiyatrolarda temsil edilen, beyaz perdeye uyarlanan ve farklı versiyonlarını izlediğimiz oyunun bu sefer de Z kuşağına hitap edecek bir ortam ve üslupla yeniden yaratılması oldukça başarılı. Shakespeare’in yazıldığı zamana göre bile ağır ve ağdalı olan dilinin günümüz seyircisine kasvetli gelmesi de oldukça normal. Bu sebeple konu itibariyle zamansız olan oyunu biraz daha modernize etmeye çalışmak da oyunun ruhuna aykırılık teşkil etmemiş bence. Ruhun korunması ve aktarımında ise genç oyunculara oldukça büyük bir iş düşmekte. Zira Z kuşağının temsili onlar ama aynı zamanda Shakespeare’in Romeo’sunu, Juliet’ini içlerindeki masum aşkla tasvir etmekle de yükümlüler. Daha önce Westend oyununda izleme imkanı bulduğum Naz Çağla Irmak ruh hali geçişleri ve oyunculuğu ile modern Juliet’in hakkını kesinlikle vermekte. Oyunculuğunu her geçen gün geliştiren genç yeteneği bu vesileyle de bir kez daha tebrik etmek isterim.
Yapımın dekor, ışık tasarım ve müziklerini Cem Yılmazer üstlenmiş, kostüm tasarım Eylül Gürcan’ın, dans koreografisi Dicle Doğan’ın, dövüş koreografisi Barış Dokur’un. Ağdalı dilden kurtulan oyunun aksiyonu ve sahne akışları yüksek tempolu. Araya giren hiphop tarzı müzikler, R&B figürleri ile de seyircinin dikkati hep canlı tutuluyor. Konusu istibariyle oyun iki perde ve 135 dakika gibi oldukça uzun bir süresi var. Arada bazı sonu gelmez diyaloglar dikkatiniz dağılmasına sebep olabilir ama bu oldukça kısa bir süre için geçerli olacaktır. Tabi bu dikkat dağınıklığı da oyunu izlerkenki ruh halinize göre değişkenlik gösterebilir. Ama bu durum, oyunun düşük tempolu olduğu anlamına gelmemektedir. Aksine aksiyonu bol bir gösteri izleyeceksiniz.
DasDas Sahne’nin ilk Shakespeare yorumlaması olan modern ‘Romeo ve Juliet’ sezonun başarılı temsillerindendi. Açıkçası DasDas Sahne’de bir çok temsil izlemiş biri olarak bu zamana kadar hiçbir oyunlarının başarısızlığın yakınından bile geçtiğini görmediğimi belirtmem gerek. Her oyuna büyük bir özen ve iş disiplini ile hazırlanıldığı oyunların başarıları ile de ortada. Bu sebeple Romeo ve Juliet nezdinde DasDas Sahne’yi gönülden kutluyorum.
Oyun bu sezon son temsilini yaptı ancak bu başarı ile gelecek sezonlarda da izleyicisi ile buluşmaya devam edecektir. Sizler de DasDas Sahne’nin web sayfasından oyun takvimini takip edebilir, biletlerinizi tükenmeden alabilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler dileriz..
Yazan : William Shakespeare
Yöneten : Mert Fırat ile Nagihan Gürkan
Oyuncular : Deniz Can Aktaş, Naz Çağla Irmak, Ayberk Aladar, Barış Gönenen, Başak Kıvılcım Ertanoğlu, Can Avcı, Ceren Boz, Erdem Akakçe, Ertuğrul Gümrükçüoğlu, Hülya Gülşen, Onur Tanyeri, Sinan Gülşen, Ümit Erlim
Büşra Yılmaz
İçerik Editörü
