Kültür İstanbul kentin anlattıkları…
Hiçbir akrabalığınız, bağınız olmadığı halde ailenizin içinde en mahreminizi bilen kişilere denir komşu diye.. Dört duvar arasında yaşadıklarınızı ucundan kıyısından bilir, duyar. Kimi zaman tepkilidir kimi zaman sağır ve dilsiz.. Ama her zaman ört kapını, ört pencereni evin içinde olan evin içinde kalsın değil mi?
Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun 3. Oyunu olan Istırap Korosu günlük yaşamımızda her gün karşılaştığımız karakterleri bir apartmana toplamış sonra da karakterlere dönüp demişki ‘hadi şimdi yiyin birbirinizi!!’ Gerçekten de öyle olmuş. Zira normalde de olayların akışı aynı oyunda anlatıldığı şekilde gerçekleşmekte. Modernleşmenin yapıtaşlarından sayılan apartman hayatının dışarıdan bakınca sakin sessiz duran yapısının aslında hiç de öyle olmadığını vurucu bir şekilde anlatmış yazar. Bu anlatının biz seyircilere aktarımı ise başarılı oyuncular Seda Türkmen ve Deniz Karaoğlu’nun emekleri ile gerçekleşiyor. Can verdikleri 14 ayrı karakter ile şizofrenik bir ortamda 65 dakika boyunca üstün performans gösteren oyuncuları oyun sonunda ayakta alkışlamamak mümkün değil.
Mutluluk baskısı altında yaşayan, mutlu gibi görünen ama aslında mutsuzluğu varlığının her bir zerresine işlemiş insanların çaresizliği anlatılıyor aslında oyunda. Bu çaresizliği yaratanın da kişinin kendisi olduğu, her bireyin kendi cehennemini kendisinin yarattığı gerçeğini yavaş yavaş yüze vuruyor. Ve zorluyor bizi, gerçekleri görmeye, kaçan bakışları yakalamaya ve gözlerinin en içine bakıp hakikate ermeye..
Oyun bu sezonu 22 Haziran akşamı Alan Kadıköy sahnesinde kapattı ancak gelecek sezon kaldığı yerden seyircisini büyülemeye devam edecek. Siz de su gibi geçen bir 65 dakika geçirmek isterseniz izlenmesi zaruri oyunlar listenize Istırap Korosu’nu muhakkak ekleyin. Çünkü, ıstırap yazılır, ızzzdırap çekilir!
Büşra Yılmaz
İçerik Editörü
