Çay gibisi var mı ; ”hem dostlukları da ayıktır” demişti Metin Üstündağ
Rüzgarlı bir İstanbul’da Taksim’e geldim.
İstiklal’de Cumartesi kalabalığının arasına daldım.
Bu karmaşadan kaçmalıydım.
Kendimi Cihangir’de buldum.
Cihangir Palas’ın yorgun asansöründe beşinci kata bastım.
Evet ; o şaşkın kalabalıklardan kaçmıştım.
şu sıralar yaşadıgım o karmaşık moddan uzaklastım,
bu mekanda bu katta gözümün önündeki görsel zenginliğin karsısında uzaklasmamak mümkün değil;
topkapı ,adalar ve bizi yoran ama bi okadarda görselliğiyle büyüleyen İstanbul’a karsı…
Orhan Veli Boğaziçi içn ”içinden bin türlü mavi akar” dermiş.
Bugün deniz lacivert bir tondaydı.
5.Kat semtin ilk mekanlarından ve hala ruhunu koruyor.
Kendime İtalyanların baklavası ”Tramisu” söyledim.
Ve incebelli bardakta bir çay..
Şimdi gayet iyiyim.
Gözüm barda kaldı.
Bir akşamda 5.Kat’ın barına geleceğim.
Tramisu sunumunda naneye bittim
5.Kat’ta kat be kat neşelendim /Haber : Neşe Eşkil
Fotoğraf :Muammer