Kültür İstanbul kentin anlattıkları…
İki kadın, iki farklı özgür, özgün ruh.. Biri gitmek ister biri kalmak.. Biri gülmek ister biri ağlamak.. Biri susmak ister biri konuşmak.. Bir tarafta Eleni, bir tarafta Gül.. İki eski dost, yol arkadaşı, birbirine acıdan karındaş.. Şaban Ol’un Eleni ve Gül adlı oyunundan yola çıkılarak kurgulanan ‘Tatavlada Son Dans’ Sumru Yavrucuk ve Deniz Çakır’ın oyunculuğuyla yeniden sahnede hayat buluyor. Bir eli geçmişin gölgelerinde dolaşan bir eli geleceğe uzanan iki kadının aynı evin içinde diyaloglarını izliyoruz oyun boyunca. Bazen geçmişe gidiyoruz anlattıklarıyla. Acı dolu günleri de yaşıyoruz onlarla beraber mutlu anları da paylaşıyoruz.
Kendi anlatımlarıyla tek bir cümlede özetlemek gerekirse; ‘’İki Rum kadının gitmek ve kalmak arafındaki yaşanmışlıklarına, toprağa tutunmalarına, Rembetiko tadında küçük bir dokunuştur bu oyun.’’
6-7 Eylül’ün yükünü hala omuzlarında hisseden, travmalarının izini ruhunda taşıyan iki eski dost o günleri anarken aynı zamanda kendi geçmişlerini de sorguluyorlar oyun boyunca. Tek perde 90 dakikadan oluşan oyun, aynı zamanda aktif olarak iki farklı oyunun da yönetmenliğini üstlenen Şaban Ol’un eserinden hareketle Sumru Yavrucuk tarafından uyarlanmış. Yönetmenliğini ise Berfin Zenderlioğlu yapmakta. Deniz Çakır ile ağlarken bir anda Sumru Yavrucuk ile kahkahalara boğuluyorsunuz. Hızlı duygu geçişleri sebebiyle oyun sonunda ne hissedeceğinizi de şaşırıyorsunuz. Ancak yüzünüzde buruk bir gülümseme ile sanatçıları ayakta alkışlayacağınızdan eminim. Her iki kadın sanatçı da rüştünü ispat etmiş başarılı oyuncular olduğu için oyunculukları yorumlamak bile absürt olacaktır.
Sonuç olarak, biz Sumru Yavrucuk’un nefes verdiği Eleni’yi de Deniz Çakır’ın Gül’ünü de çok sevdik. Onlarla beraber ağladık, onlarla beraber güldük. Bu sebeple ‘’Tatavlada Son Dans’’ sezonun kaçırılmaması gereken oyunlardan olup siz takipçilerimize önerimizdir.
Oyunun en yakın tarihlerine https://tiyatrolar.com.tr/tiyatro/tatavlada-son-dans linkinden ulaşabilirsiniz.
