BAHAR ÇUHADAR’IN İSTANBUL’U

a-aks.gif1

 

Kültür İstanbul şehir hayatını haberleştiren profesyonellerin gözünden İstanbul’a yeni bir bakış atıyor.  .İlk olarak gazeteci Bahar Çuhadar ile görüştük.Neden mi ? Çünkü o hastası olduğumuz Radikal Hayat’ın editörüydü ve o ek saklanılası bir şehir ; sanat ve yaşam rehberiydi.Bu vesileyle hemen belirtelim biz ”Hayat”ı yeniden istiyoruz.Digital yayın bizi kesmez.Umarız Eyüp Can Sağlık sesimizi duyar.Çuhadar şimdilerde Radikal Gazetesi’nin Cumartesi Eki’nin Editörü.Ayrıca her hafta tiyatro yazıları yazıyor.İşte Çuhadar’ın İstanbul’u…Bize düşlediği ; kaçış yaptığı ; başka hissetiği şehri anlattı.Röportajdan sonraki düşüncemiz keşke daha fazla soru sorsaydık şeklinde oldu.
Röportaj : Muammer

Kültür İstanbul :  İstanbulda kaçış mekanınız neresidir
Çuhadar :Kulindağ: Beykoz’a bağlı bu nefis dağ evi,  İstanbul’un gürültülü ve kirli havasından uzakta derin nefesler almak, hafif engebeli arazinde sakin yürüyüşler yapmak için şahane bir nokta. Kulindağ Dağ Evi’nin bungalovlarında bir gece konaklayıp, güne horoz sesleriyle ve yemyeşil manzarayla başlamak o kadar ferahlatıcı ki… Ortak alanda yapılan sabah kahvaltısı da gayet tatmin edici. Şehir gözümün önünden her yok olsun istediğimde Kulindağ’a gitme ihtiyacı duyuyorum.

a-aks2

Kulindağ ; şehre ne kadar yakınsa ; teknoloji ve modern yaşama bir o kadar uzak ; gerçek bir kaçış noktası
Kültür İstanbul :  Düşlediğiniz İstanbul’da ne olsun istersiniz ?
Çuhadar : Bisiklet yolu: İstanbul’un daha yaşanır bir kent olmasının ilk koşulunun trafik sorununa kökten bir çözüm bulmak olduğu kanısındayım. Gerçi toplu konutlar, şehir dışındaki siteler ve AVM inşaatları sürdükçe trafiğin düzelmesi gittikçe zorlaşıyor. Bu koşullar altında şehrin baştan başa güvenli bisiklet yollarıyla donatılması, en azından dört teker bağımlısı olmayanların hayatını kolaylaştıracaktır. Ve tabii engellilerin, yaşlıların kadınların ve çocukların kendine daha çok yaşam alanı bulduğu, kendilerini güvende hissettiği bir şehir olsun isterim, İstanbul. AVM’lerin değil parkların ve ücretsiz kültür-sanat alanlarının hakimiyetinde olan bir İstanbul isterim…
Kültür İstanbul : Hangi semtte yaşıyorsunuz ve semtin sizdeki yeri ve etkileşimleri nelerdir ?
Çuhadar : Moda/Kadıköy: 13 yıl Beşiktaş/Yıldız’da yaşadıktan sonra son üç senedir Moda’da ikamet ediyorum. Kadıköy’de yaşamak her şeyden önce vapurla ulaşım imkanı sayesinde trafiği hayatımdan neredeyse çıkardı. Vapurdan sonra tünel, finükiler, metro gibi toplu ulaşım sistemlerine aktarma yapınca motorlu taşıt trafiğinden çok daha az etkilenir oldum. Her sabah ve akşam vapur yolculuğu yapmak çok rahatlatıcı. Dahası Kadıköy’ün kendine has bir sakinliği ve yok olmayan bir mahalle tadı var. Ben bunu her akşam vapurdan inip Kadıköy çarşıya ilerledikçe hissediyorum. Balıkçılar çarşısı ayrı, karakteristik küçük Kadıköy bar ve dükkanları ayrı, Moda’dan Fenerbahçe’ye uzanan sahil şeridi ayrı bir mutluluk kaynağı benim için. Etrafta güvenlikli siteler, jip süren adamlar, göğü yaran apartmanlar değil hakiki bir mahalle duygusu var. Moda Burnu’na uzadıkça bu yerini tatlı bir sayfiye yeri duygusuna bırakıyor ki onun da tadı ayrı güzel.

Moda’dan Fenerbahçe’ye uzanan sahil şeridi ayrı bir mutluluk kaynağı Bahar Çuhadar için.
Kültür İstanbul :Şehirde hangi konserleri izlemeyi hayal edersiniz ?
Çuhadar :Tom Waits, Patti Smith, Bruce Springsteen: Üçünü de Harbiye Açıkhava’da izlemek isterdim.
Kültür İstanbul :  Başka İstanbul duygusunu yaşadığınız yer ve mekanlar neresidir ?
Çuhadar :Burgaz Adası, Kuzguncuk ve Rumeli Kavağı. Ada, eski İstanbul mahallesi ve köy havası veren bu yerler İstanbul’un en güzel yüzlerinden…
BAHAR ÇUHADAR’IN ÖZGEÇMİŞİ :
Çuhadar 1980 yılında babasının görev yaptığı Eskişehir’de dünyaya geldi. İlköğretim ve lise hayatı Çatalca’dan Bingöl’e, Ankara’dan Diyarbakır’a çok sayıda farklı ilde geçti.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Dört yıllık üniversite hayatı esnasında İstanbul İktisat Sahnesi’nde amatör tiyatro yaptı, mezuniyet sonrası aynı ekiple kurdukları Karıncalar Tiyatro Topluluğu’nda beş sene daha tiyatro yaptı. Marmara Üniversitesi AB Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans yaptı, tezini yazmadı!
Gazeteciliğe 2004 yılında Dünya Gazetesi’nin haftasonu ekinde muhabir olarak başladı. 2006 yazında Radikal gazetesinde yaşam ve Radikal Cumartesi bölümlerinde kültür sanat alanında ve sosyal konularda muhabirlik yapmaya başladı. 2011 yılından beri Radikal Hayat’ın (Artık Radikal Cumartesi) editörlüğünü yapıyor. Editoryal mesaisinin yanı sıra Radikal Cumartesi ve Radikal Pazar için söyleşiler yapıyor. 2011′den beri Radikal’de haftalık tiyatro yazıları yazıyor. Milliyet Sanat dergisi için tiyatro söyleşileri, oyuncu portreleri yazıyor.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir