CEKETSİZ ADALET!!!

sercanaygul@gmail.com

Bertolt Brecht,diyalektik tiyatronun kurucularından ve savaş karşıtı duruşu ile 20.yy en önemli oyun yazarı,şair ve yönetmenlerindendir.Kendisine duyduğum özel hayranlığın dışında Tiyatroadam tarafından sahneye konulan ve her konuşmada övgü ile bahsedilen Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı oyununu nihayet 8 Mayıs Perşembe akşamı Afife Jale sahnesinde izleme fırsatı buluyorum.Heyecanla koltuğuma yerleşiyor ve nasıl bir oyun ile karşılaşacağımı düşünürken,tempolu ve seyir zevki yüksek bir oyun olacağını daha başlangıçta hissettiriyor sevgili yönetmen Ümit Aydoğdu ve oyun bitiminde alkışlamaya doyamayacağımız muhteşem oyunculukları ile sahnede yer alan oyuncular.Müziklerin akapella(insan sesi) ile yapıldığı ve oyuncuların dönüşümlü olarak 36 farklı karaktere büründüğü oyun sizi adeta koltuğunuza çiviliyor.

“Kişilerin yoktur bir önemi, çerçevedir var eden o dönemi. Siz de görün resmi değil onu içine alan çerçeveyi.” sözleri ile  aslında Hitler ya da çağımıza damga vurmuş diğer acımasız katiller olmasaydı da muhakkak onların yerini başkalarının alacağından söz ederek çok güçlü bir girizgah ile başlıyor oyun.8 kişilik muhteşem oyuncu kadrosu ile başlangıçta verdiği mesaja uygun olarak ”ceket”i giyenin hüküm sürdüğü,her sahnede aynen hayatta olduğu gibi rollerin değiştiği fakat yaşananların hep aynı kaldığı bir toplumsal eleştiri ve vakanın tam ortasında buluyoruz kendimizi.

Siyasi çürümüşlüğün en önemli göstergesi ve zaafiyeti olan güçler dengesini,adaletin halk için mi yoksa güç ve para hırsı için mi olması gerektiği konusunu irdeliyor yazar.Çağımızın en büyük hastalığı olan ”sahip” olma hissini öyle muhteşem ve öyle bağımsız geçiriyor ki izleyiciye ”Ancak böyle güzel sahnelenebilirdi yaşadıklarımız” demekten geri duramıyoruz.Birinci perdenin sonuna geldiğimizde salondaki herkesin içsel sorgulamaları ve oyunun kişiler üzerindeki etkisi kendini gösteriyor.

İkinci perdenin başlaması ile taşlar yerli yerine oturuyor ve sermaye ile güç dengeleri işbirliğinin toplumsal yozlaşmanın başlangıç noktası olduğu ve gücü elinde bulunduran için her yolun meşrulaştığı düzen gözler önüne seriliyor.Güç,iktidar,hırs,adalet ve yozlaşmış sistem üzerine muhteşem bir özeleştiri izlerken aynı zamanda toplumsal gerçeklerin bu denli kokuşmuşluğu ve gerçek oluşu tüm sinirlerimizi ve hücrelerimizi yerinden oynatıyor.

Her zaman ki gibi olağanüstü Bertolt Brecht kalemi,harika oyunculuk performansları,muhteşem bir yönetmen gözü ve tiyatro sahnesi emekçilerinin çabaları ile bu oyun beklediğimize değiyor ve gözlerimizi kamaştırıyor.Tiyatroadam ekibine böylesine kaliteli bir iş çıkardıkları için teşekkür ediyor ve tiyatronun iradesi hür ve tam bağımsız oluşundan dolayı geleceğe dair güzel umutlarla ayrılıyoruz salondan.Tiyatroseverlerin,bu oyunu izlenecek oyunlar listesinin en başına yazmalarını önererek ,bol tiyatrolu haftalar diliyorum sizlere.