Safa’nın herşeyi Arif Kızıltay ve Rakının Üstadı Vefa Zat
BU HAYAT SAFA’SIZ ÇEKİLİR Mİ ?
Türkiye’de adabıyla rakı ve çilingir sofrasının kitabını yazdı
Biz rakı içeriz diye devam etti yazmaya
Ve bu akşam eski yaşadığı bölgenin efsane mekanı Safa Meyhanesi’nde
Vefa Zat Samatya Narlıkapı’da otururken 1950′li yıllarda başlıyor meyhane hikayesi
O yıllarda Samatya meydanda ünlü Bülent’in Esnaf Meyhanesi’nde işe başlıyor.
Görevi miço ; Rumcadan çevirdiğimizde komi anlamına geliyor.
Ferah yüksek tavan ; duvarlarda camekanlarda stoklu rakılar ;dostlar için bir uzun masa;işte Safa Meyhabesi
Sahibi Arnavut olunca doğal olarak mezelerin yıldızı Arnavut Ciğeri tabi ki
Vefa bey diğer mezelere de tam not verdi
YEDİKULE’DE GEZERKEN GÖRÜR SAFA MEYHANESİ’Nİ
O yıllarda semtte gezerken görür Safa’yı
Merak eder ve içeri girer ; işte o gün hayran kalır buraya
Kemerli kapı ; yüksek mermer masaların üzerinde muşamba
Ve alabildiğine yüksek bir tavan
1895 yılında yapılan bina Rum mimarisi stilindeki mekanda Laterna çalınmaktadır.
Programlanmış ezgilerin tekrarlandığı elle çevrileren çalgı olarak tanımlanabilecek olan laterna
o yıllarda Rumları değişmez eğlencesidir ve Barbayani adı verilne kişilerce çalınır.
Müşteriler onlara ya para yada içki gönderirler.
Vefa Zat geldiği dönemde mekanı Arif Bey’in babası Süleymen Kızıltay işletmektedir.
Üstadımız o yıllarda henüz içki içmiyor ancak Safa’da yediği kuru fasulyeyi unutamıyor.
Yıllar sonra Vefa bey mekanı Arif KızıltaY işletirken geliyor ve rakısını yudumluyor.
Vefa Zat ile eski İstanbul meyhaneleri haber dizisi devam edecek.
Üstadımızdan rakı adabı ve çilingir sofrası konusunda öğreneceğimiz çok şey var.
OTANTİK ; RUHUNU KORUYAN BİR MEYHANE
Vefa Bey ;Kültür İstanbul’un Safa’yı çok beğendiğini belirtiyor.
Bunun nedenini hala otantik yönünü korumasına bağlıyor.
Arif Kızıltay ve Vefa Zat eski yılları yadediyorlar.
Eskilerde burada Lotrayacılar varmış ; takım elbiseyle piyango çektirirlermiş.
Müşteri Royal çıkolatayı kazanamazsa teselli olarak Lotaryacı masaya meyve gönderirmiş.
Evinde yaptığı topikleri satmak için Ermeni kadınlar mekana gelirlermiş.
Midyeci Tatar abi 100 delikli kuruşa midye satarmiş.
O yıllarda Yediküle Ermeni ve Rum nüfusun zengin yaşamıyla Nişantaşı gibiymiş.
Evet şimdi Safa herşeyiyle bir klasik meyhane
Ama Vefa bey özelikle işletmecisinin oatantik meyhaneci olduğunu özellikle vurguluyor.
11 YAŞINDAN BU YANA ANASONLA GEÇEN BİR HAYAT
Gerçektende eğitimini Arnavut damarı sık sık tutan babası Süleymen beyden alan Arif Kızıltay
tavırları ;çalışkanlığı ve müşterileriyle olan diyalogları ile bizi kendisine hayran bırakıypr.
11 yaşından beri anason kokusuyla geçen ömründe 70 yaşına da gelse
Safa Meyhanesi’nin tüm ruhunu babasından sonra yaşatmakta.
Lüfer pahalıysa müşterime o kadar fiyat çıkaramam ve satmam diyen bu emekçi ve kanaatkar insanı selamlıyoruz.
ÇOK YAKINDA İKİ HABER DAHA YAYINDA
1-VEFA ZAT ; RAKIYA NASIL BAŞLADI ; RAKININ ANAYASASI NEDİR
2-SAFA MEYHANESİ ; YEDİKULE’DE BİR ÇINAR GİBİ TARİHE MEYDAN OKUYOR
HABERLERİMİZİ BEKLEYİNİZ.
KÜLTÜR İSTANBUL ; ŞEHİR HİKAYELERİ BURADA