Vespa ile Dünya Turu!!!

6 Beygirlik bir Vespa, Motorsiklet üstünde geçen 3000 saat, Harcanan toplam 8 ton yakıt, 350 kg yağ ve  215.000 km.

14159_378206192261503_1941282876_n22

Yolumuz bir efsaneyi ziyaret etmek üzere bu defa Ordu/Boztepe’ye düşüyor.Şu aralar 80.yaşını kutlayan, 1969 senesinde satın aldığı Vespa marka motorsikleti ile tam 19 kez İngiltere’ye gidip gelmiş,2 kez Kanada ve Amerika olmak üzere tüm sınır hatları ile şehirlerini gezmiş,Arnavutluk ve Finlandiya dışında tüm Avrupa ülkelerine gitmiş üstelik de bunları 1970-1986 yılları arasında başarmış bir kişi; Osman Gürsoy.2 Enduro ekibinin Ordu-Texas ismi ile çekmeye hazırlandığı belgesel filmin fragmanı ile internet dünyasında bir anda meşhur oldu Osman Amca.Kendisini bu denli merak etme ve tanıma isteğim de bu fragmanı izlememle başladı.Ordu’ya gelir gelmez ilk iş,muhteşem teleferik manzarası eşliğinde Boztepe’ye çıkmak oldu.Nizamettin mahallesinde yaşadığını öğrendiğim Osman Amca’yı bulmak hiç de zor olmadı.Teleferiğin önünden bindiğim minibüsün şöförü Osman Amca’yı anlata anlata bitiremezken, bu sohbet sayesinde kendisinin bir şeyler üretebildiği,tamir,bakım ve hatta yaşadığı zamana göre çok işlevsel icatları olduğunu duyunca Osman Amca ile tanışma isteğim ve heyecanım iyice arttı.Geniş bir bahçe içerisinde müstakil bir ev ve gayet sıcakkanlı 3 hanımefendi içten bir karşılama ile buyur ettiler beni içeriye.Hiç yabancılık çekmedim desem yeridir.Osman Amca çağırıldı ve ne hoştur ki 80.yaşgününde kendisi ile çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

IMG_7690ss

1934 yılında Ordu Boztepe’de hayata merhaba diyen Osman amcamız, 1959 yılında Yalova ardından da Londra’ya kadar sürecek olan yaşam mücadelesi içine sayısız seyahat sığdırmış ve bu seyahatlerin tümünü de kendi imkanları ve sadece 6 beygirlik Vespa motoru ile yapmış bir kişi olarak şimdiden gezginler arasında fenomen olmuş bir seyyah.

216120_113084808773644_3447949_n

Osman Amca’nın ”iki teker” tutkusu 1959 yılında çalıştığı Yalova’da işyerine bisiklet ile gelip gitmesi ile başlamış.Bir süre sonra gezgin ve mucit ruhun birleşmesi ile bisiklete entegre edeceği bir motor ile birlikte artık Yalova sınırları dışında keyifle seyahat edebileceği bir motorbisikleti bulunmaktadır.Tam 7 yıl bu motorbisiklet ile Ayvalık’da dahil olmak üzere bir çok yeri seyahat etmiş ve Londra’ya gideceği 1966 senesine kadar yaklaşık 40.000 km yapmıştır bu alet ile.

247725_619578018069727_281927534_n

 

1966 yılı artık yeni bir başlangıcın ve yeni keşiflerin yılıdır.İngiltere’de geçirdiği 3 senenin ardından 1969 senesinde yepyeni bir Vespa satın alır ardından da ilk Türkiye tatilini(4000 km) motoru ile yapacaktır.Konuşmamız esnasında harita okuma bilgisinin çok üst seviyede olduğundan bahsediyor Osman Amca.Öyle ki, harita üstünde gördüğü bir noktaya sadece bir kez bakarak Avrupa coğrafyası üstünde gidemeyeceği yer olmadığından bahsediyor.Bunda 19 kez İngiltere’ye yaptığı seyahatlerin her birini farklı rota üzerinden yapmasının büyük bir etkisi olduğunu düşünüyoruz.

216393_619577441403118_1281672472_n

1974’ten sonra neredeyse tüm Avrupa ülkelerini gezmiş Arnavutluk ve Finlandiya dışında.Nedenini öğrenmek istediğimizde ise, dönemin şartları gereği Arnavutluk’un vize vermediği,Finlandiya’nın ise çok pahalı olduğu gerekçesi ile arkadaşları tarafından uyarılması olduğunu öğreniyoruz.Bu gezgin ruha Avrupa’da dar gelir olunca, bu küçücük motoru ile  Amerika ve Kanada’yı gezmeyi kafasına koyar.İşyerinden alınan 3 aylık izinin ardından sıra konsolosluğa vize için başvurmaya gelir.Fakat Amerika vizesi almak o kadar kolay olmayacaktır.2 denemenin ardından olumsuz sonuçlanan vize girişimine rağmen Osman Amca çareyi Başkonsolos’a mektup yazmakta bulur ve büyükelçiliğe davet edilen Osman Amca sorunsuz bir şekilde sonunda vizesine kavuşmuş olur.

206425_114597145289077_6331847_n

1978 yılında Amerika yolculuğu beklendiği üzere gayet maceralı ve aksiliklerle birlikte başlar.Varışı bir Cumartesi gününe denk geldiği için motorunu teslim almakta sıkıntı yaşayan Osman Amca motoru gümrük şefinin tanıdık çıkması sonucu almayı başarır.Fakat kargoda lastikleri sökülüp,deposu boşaltılmış olan motora benzinliğe kadar eşlik etmesi için bir kamyonet verilir.Kamyonetin ani fren yapması sonucu motorsiklet yola düşüp direksiyonu zarar görür ve kullanılmayacak hale gelir.Hiçbir aksilik Osman Amca’yı yıldıramadığı gibi 50 gün sürecek olan bu inanılmaz macerada yüzlerce insan,güzel hatıra,fotoğraflar ve bir çok ses kaydına ait kasetler biriktirmeyi başarmış kendisi.Kaset demişken, gittiği her yerde anı kalması için çeşitli kısa yada uzun kayıtlar yaparak bunları kasete aktaran Osman Amca’nın inanılmaz bir arşivi var.Ayrıca klasik ve harika bir Canon fotoğraf makinası var.Tek başına çekildiği fotoğrafların tümünde Timer(zamanlayıcı) kullanarak fotoğraf arşivine harika anılar bırakmış kendisi.

312309_404389322976523_374235861_n

 

53 derece sıcaklıkta kaskının eridiği Arizona çölünü geçmesi mi dersiniz, yoldaki bir karartıyı yağ zannederek dengesini kaybedip bir kumun içine saplanmasını mı dersiniz, yoksa dışarda sağanak yağmurun altında kalın bir ağaç gövdesi altında değiştirdiği motorunun krankı mı?Kanadayı’da baştan başa dolaştıktan sonra bir çok zorluğa ve sıkıntıya rağmen hayalindeki turu tamamlamış olmanın mutluluğu ile İngiltere’ye döner.

10694925_10152752132861737_1422227985_n

Sohbetine doyum olmayan Osman Amca’nın en merak ettiğim özelliklerinden biri olan mucitlik yönüne doğru kayıyor sohbetimiz.Büyük bir heyecanla garajına indiğimde anlattıklar karşısında adeta büyüleniyorum.Eşi ile birlikte gidip geldikleri Ordu-Londra yolunda iki kişinin birbiri ile iletişimin ne denli zor olduğunu fark edip yaklaşık 40 sene önce şimdilerde özel sitelerde görüntülü olarak da kullanılan ”intercom” sistemini kasklara entegre ederek iki kişinin kask içerisinden rahatlıkla iletişim kurmasını sağlıyor.

10717497_10152752167866737_402941708_n

Tabii bununla sınırlı değil icatlar:) Vespa motor üzerinde bulunan 3 dalgalı radyoyu 13 dalgaya çıkaracak aparatı radyoya entegre ediyor ve gittiği her yerde rahatlıkla müziğini dinleme fırsatı buluyor.Bunun yanında gittiği yerlerde hava şartlarına göre kamp kuran  Osman Amca Amerika’lı arkadaşlarının hediye ettiği çadırı ve şişme yatağını hala muhafaza ediyor.Çadır kuracağı yerlerde motoru çadırın hemen yanıbaşına park edip, kendi geliştirdiği bir alet sayesinde bir ucunu bujiye bağlayıp çadırın içinde ışık olması için lamba diğer düğmesine bastığınızda ise motorun radyosunu hoparlör yardımıyla  motorsikletin içine veren bir alet daha geliştirmiş Osman Amca.En entresan olanı da şişme yatağını şişirmek için kullandığı kendi icatı.Bir ucunu motora bir ucunu da yatağa bağladıktan sonra ayak marşı ile yatağını şişirmesi beni benden alan son nokta oluyor.

100CANON4ss

Ne Osman Amca ne de yaşadıkları anlatmakla bitmeyecek fakat son olarak 1980 li yıllarda Londra’da bir otomobil fuarı esnasında Hovercraft planlarının satıldığını görüyor ve tabii ki almadan edemiyor.Türkiye’ye geldiğinde planların bir kısmından bağımsız olarak yaptığı  Hovercraft’ı bir süre kullanıp su alması ardından hurda parçalar kullanarak yeniden fiber malzemeden yapıyor ve başarıya ulaşıyor.Hala bahçesinde çalışır durumda olan Hovercraft,yapıldıktan 30 sene sonra bile beni çok fazla etkilediğini söylemem gerek.

100CANON5sse

Mütevazi kişiliği,gezgin ruhu,mucit zekası,insancıl yönü ile harika bir insan tanıma fırsatı buldum.Kendisine ait olan ”Anılar, hayallerden uzun yaşar” sözünü sonuna kadar kanıtlamış ve yaşam felsefesi haline getirmiş bir kişi.Gezmeyi seven,kendisi ile tanışmak isteyen herkesi büyük bir heyecan ve istekle evine davet edecek kadar da alçak gönüllü.Yolunuz Ordu’ya düşerse bu muhteşem insanı tanımak ve hayatınıza anlam katmak için muhakkak kendisini ziyaret edin.Yaptıkları ile bir çok kişiye ışık olan Osman Amca, birlikte çekildiğimiz bir hatıra fotoğrafının ardından beni kapıya kadar uğurluyor.Kendisine bu harika söyleşi için teşekkür ediyor, sevdikleriyle geçireceği mutlu yaşlar diliyorum.10726286_10152743289917287_1134339338_n

 

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir